NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
وَهْبُ بْنُ
بَقِيَّةَ
أَخْبَرَنَا
خَالِدٌ عَنْ
حُمَيْدٍ
عَنْ أَنَسٍ أَنَّ
رَجُلًا
أَتَى
النَّبِيَّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقَالَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ
احْمِلْنِي
قَالَ
النَّبِيُّ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِنَّا
حَامِلُوكَ
عَلَى وَلَدِ
نَاقَةٍ قَالَ
وَمَا
أَصْنَعُ
بِوَلَدِ
النَّاقَةِ فَقَالَ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَهَلْ
تَلِدُ
الْإِبِلَ إِلَّا
النُّوقُ
Hz. Enes'den (rivayet
edildiğine göre)
Adam'ın biri (Hz.
Peygamberin huzuruna gelerek):
Ey Allah'ın Rasulu, beni
bir binek hayvanına bindir! demiş Nebi (s.a.v.)’de:
"Biz seni bir dişi
deve'nin yavrusuna bindireceğiz" cevabım vermiş.(Adam):
Ey Allah'ın Rasulü ben dişi devenin yavrusunu ne
yapacağım? deyince Nebi (s.a.v.):
Her deveyi bir dişi deve
doğurmuş değil mi? diye şaka yapmış.”
İzah:
Tirmizî, birr; Ahmed b.
Hanbel. III, 267.
Gerçekten, Hz. Nebi son
derece mütevazi ve insanlarla olan temaslarında son derece tabiî, yapmacıktan,
gösterişten, yalandan uzak idi. Çevresiyle oturup sohbet etmekten, yeri geldiği
zaman şakalaşmaktan, nükte yapmaktan da geri kalmazdı. Ancak ne var ki onun
bütün şaka ve mükteleri de gerçeğe uygundu. Bir defasında yaşlı bir kadına
"ihtiyar kadın cennete girmeyecek" diye şaka yapmıştı. Gerçekten de
yaşlı kadınlar cennete ihtiyar olarak değil genç-leşerek gireceklerdir. Fakat
bu kadın o anda bunu düşünemediğinden çok üzülmüş, ağlayarak dönüp gitmişti.
Sonra Hz. Peyamber meselesinin aslını açıklayarak onu teskin etti.
Binaenaleyh Hz. Nebiin
latifeleri de, latif ve gerçeğe uygun idi, onun şakaları arasında yalana ve
kabalığa asla yer yoktu. Nitekim şu hadis-i şerif de bu gerçeği ifade
etmektedir. ".... Ben yalnız gerçeği söylerim."[Tirmizî, birr]
Nitekim, mevzumuzu
teşkil eden hadis-i şerif de bunun örneklerinden sadece bir tanesidir.
Hz. Nebiin özel
hayatında şı kaya yer verdiğini ifade eden bu hadis-i şeriflerde
"kardeşinle münakaşa etme, onunla şakalaşma ve ona yerine getiremeyeceğin
va'dde bulunma"[Tirmizî, birr] mealindeki hadis-i şerif arasında bir
çelişki olduğu zannedilmemelidir. Çünkü Hz. Nebiin yasaklamak istediği şaka,
haddi aşan, kaba, içinde yalan bulunan şakalardır ve şakayı adet haline
getirmektir. Zira şakayı adet hâline getirmek insanı Allah'ı zikretmekten,
dini meseleleri düşünmekten alıkoyar, kalbi katılaştınr, insanı kırıcılığa,
kindarlığa sürükler, heybet ve vakarı da giderir.
Bu gibi zararlardan
arınmış olan şakalar ise mubahtır, Karşıdakinin gönlünü hoş eden ve onun
yalnızlığını giderip rahatlatan şakalar yapmak ise müstehaptır.